An’da Kalmak

An’da kalabilmek ne işimize yarar?
Ne geçmiş ne de gelecek, an’da kalabilmenin dayanılmaz hafifliğini çok iyi özetlemiş Sinan Canan.
Kısaca söylediği şey şu; verdiği örnekten aynen aldım; diyelim parmağınız kesildi ve ağrıyor. Ağrıya odaklanırsanız acınız dörtte bir azalır.
Ağrının yanında zihinsel üretime de başlarsanız; ağrınız dört kat artacaktır.
Zihinsel üretimden kastettiği; “ne zaman geçecek, ne zaman iyileşir, acaba daha kötü olur mu, bir sekel kalır mı” vs gibi henüz olmamış, gerçekleşmemiş, sadece zihinsel olarak üretilmiş kaygılardır.
An’da kalamaz bir geriye gider de, “halamın damadına da aynı şey olmuştu öldü” ya da kesin bütün gece ağrır bu” gibi zihinsel üretimler; ağrıyla beraber korku, endişe gibi pasif duygular yaratacak ve bu duygular durumu değiştirmediği gibi, an’a müdahale ederek sizi çok daha kötü bir noktaya götürecektir.
Bunu yapabilmek bu duygu fabrikası “amigdalaya” bir meydan okumadır ve istersek başarabiliriz.