Uyum Sosyolojisi
Kendimizi en iyi hissettiğimiz an’larla ilgili yapılan çalışmalarda; toplumsal olarak paylaşılan değer ve görüşlere uyabildiğimiz ya da ilişkilerde bağlılığı gerçekleştirebildiğimiz zamanlarda yani toplumla uyum içinde olduğumuzda olumlu duygular üretebildiğimiz tespit edilmiş.
Evli, mutlu, çocuklu
Mesala evli, mutlu ve çocuklu olmak ya da sigortası olan bir işte yasal bir kazanca sahip olmak, ya da saygınlık, bağlılık ya da cemiyetle ortak hisleri paylaşmak bizi olumlu duygulara sevkeder.
Toplumun beklentilerini başaramamak, sosyalden koparak kendi alanını oluşturarak bir yaşam sürmek ya da toplumla uyumlu ve bağlaşık olmanın aksine kendi benliğiyle bağlaşık olan insanların “utanç, sıkılma ve borçluluk” duyguları geliştirdiği hatta insanları rahatsız ettikleri düşüncesinin hakim olduğu gözlenmiş.
Kısaca başkalarının beklentilerini karşılamadığımızda, toplumla uyumsuzlaştığımızda “mutsuzuz”.
Ben de bugün bütün normal insanlar gibi; kendi alanımdan çıkıp toplumun beklediği beslenme ritüeline uyarak öğle yemeği yedim.
Öğle tatilinde bir araya geldiğim insanlar içinde kendimi toplumla bağlaşık ve öğle molası verildiğinde beklentiyi karşılamış olmanın aidiyet hissiyle bir kere daha ne kadar toplumsal olduğunuzu test etmiş oldum kendimde.
Her ne kadar özgürüz desek de “diğerleriyle” uyumlu olduğunuz zaman mutluyuz.
Toplumsal kodlar her zaman var ve bizden güçlü. Sosyal katılım ve uyum yoksa hayatımızda içimizde bir şey hep huzursuz hep yarım.
Simbiyotik toplum ritüellerinden çıkıp, kendimize ulaşabileceğimiz yaşam şekline ulaşmak dileğiyle.
“Diğer” odaklı duyguları bırakabileceğimiz ve bağımsız benlik duygularımızın bizi bağlaşık benliğimizden uzaklaştırarak üstelik vicdan yapmadan simbiyotik toplum ritüellerinden çıkıp, kendimize ulaşabileceğimiz yaşam şekline ulaşmak dileğiyle.
#uyumsosyolojisi #sosyolojikafasi #duygupsikolojisi #duygusosyolojisi #bağlaşıkbenlik #bağımsızbenlik #benlik #bireysellik #özyaşam #toplumsalritüeller